GEMİ KİRA SÖZLEŞMELERİ
TANIM,TÜRLERİ VE HÜKÜMLERİ
Kiraya verenin belirli bir süre için geminin kullanılmasını, kira bedeli karşılığında kiracıya bırakmayı üstlendiği sözleşmeye çıplak gemi kira sözleşmesi denir.
Kiraya verenin, gemi ile birlikte gemi adamlarının da kiracının emrine vermeyi üstlenmesinin, sözleşmenin niteliğini değiştirmeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Gemi kira sözleşmesinde, kira konusu gemide çalışan gemi adamlarının gemi adamlarının muvafakati ile hizmet sözleşmelerinin kiracıya devredileceği kararlaştırılabilir.
Gemi adamlarının çalıştıkları süre boyunca çalıştırılmasından doğan borç ve yükümlülüklerden kiraya verenin, kiracı ile birlikte ve müteselsilen sorumlu olduğu öngörülmüştür.
KURULMASI VE TARAFLARI
Bir şekil şartı öngörülmemiştir. Senet zorunlu değildir. Ancak taraflardan her biri giderini karşılamak koşuluyla sözleşme şartlarını içeren ve gemi kira çarter partisi olarak adlandırılan bir gemi kira senedi düzenlenmesinin ve kendisine verilmesini isteyebilir.
Kiracı, gemi işletme müteahhidi olması sebebiyle üçüncü kişilerle olan ilişkilerinde
donatan sayılır.
Kiracıya gemiyi başkasına kiralama hakkı tanınmamıştır.
SİCİLE ŞERH
Sicile şerh, hakkı kuvvetlendirir. Sonraki maliklere karşı da kiranın ileri sürülebilmesini sağlar.
Taraflar sözleşmenin sicile şerh edilmesini istemedikleri taktirde bunu açıkça kararlaştırmak zorundadırlar, aksi taktirde taraflardan her biri sözleşmeyi Denizcilik Müsteşarlığı tarafından tutulan sicile şerh verdirebilirler.
Kiracı Sicili: Ulaştırma Bakanlığı tarafından tutulan özel sicil, Türk bayrağı çekme izni verilen yabancı gemiler ve kiralanmalara ilişkin bilgilerin kaydedildiği defterdir.
KİRAYA VERENİN HAKLARI VE BORÇLARI
Kiralanan geminin, sözleşmede kararlaştırılan yerde ve tarihte denize elverişli ve sözleşme ile güdülen amaca uygun şekilde kullanmaya hazır olarak kiracıya teslim etme yükümlülüğü vardır.
Teslim, gemi üzerindeki zilyetliğin devriyle olur.
Gemi teslim anında denize elverişli ve sözleşmede güdülen amaca uygun şekilde kullanıma hazır değilse ayıp söz konusudur. Ayıp önemli ve kısa sürede giderilemeyecek bir ayıpsa kiracı, gemiyi teslim almayı reddedip borçlu temerrüdü hükümlerine başvurabilir. Önemli olmayan ve kısa sürede giderilebilecek bir ayıp ya da teslim anında mevcut olmakla birlikte daha sonra ortaya çıkan gizli bir ayıp söz konusu olup da gemi bu yüzden 24 saatten fazla bir süre hareketsiz kalmışsa, kiraya veren 24 saati aşan süre için kira bedeli talep edemez, tahsil etmişse iade eder. Geminin, -önemli ya da önemsiz- ayıplı teslimi halinde kiraya veren kendisine bir kusur yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe kiracının uğradığı zararları tazmin etmekle yükümlüdür.
Kiraya veren, gemi kira sözleşmesinden doğan bütün alacakları için hapis hakkına,
kiracıya ödenecek navlun ve diğer alacaklar üzerinde alacak rehni hakkına sahiptir.
KİRACININ HAKLARI VE BORÇLARI
Kiracının;
Kullanma giderlerini ödeme,
Sözleşmenin sonu geldiğinde gecikmeksizin teslim (gecikirse 15 GÜN için tazminat olarak; 15 günlük kira bedeli, 15 günü aşarsa aştığı her gün için 2 katı kira bedeli ödemekle yükümlüdür.)
Gemi adamları ücretini ödeme (Gemi adamlarının ücretlerinde kiracı ile kiraya veren
müteselsil sorumludur.)
Denizcilik ve sorumluluk rizikolarına karşı sigorta yaptırmak ve sigorta sözleşmesinin kurulduğunu kiraya verene önceden bildirme yükümlülükleri vardır.
ZAMANAŞIMI
Gemi kira sözleşmelerinden doğan bütün alacaklar 1 yıllık zamanaşımına tabiidir.
ZAMAN ÇARTERİ SÖZLEŞMESİ
Tahsis edenin donatılmış bir geminin ticari yönetimini belirli bir süre için ve bir ücret karşılığında tahsis olunana bırakmayı üstlendiği sözleşmedir.
Tahsis olunan, zaman çartereri; tahsis eden ise donatandır.
Tahsis edilen gemi ile yük veya yolcu taşımayı veya sözleşmede kararlaştırılan diğer bir edimi ifa etmeyi üstlenmektedir.
Zaman çarteri sözleşmesi bir şekle tabii değildir. Ancak taraflardan her biri giderlerini karşılamak suretiyle sözleşme şartlarını içeren bir zaman çarter partisi düzenlenmesini ve verilmesini isteyebilir.
TAHSİS EDENİN HAK VE BORÇLARI
Tahsis edilen gemi, ticari yönden tahsis olunan tarafından yönetilir. Tahsis edenin geminin ticari yönetimini tahsis olunana bırakma borcu, esas itibariyle tahsis olunanın ticari yönetim kapsamındaki konulara ilişkin talimatlarına uyma ve uyulmasını sağlama borcudur. Kaptanın tahsis olunanın talimatlarına uyma borcu ayrıca düzenlenmiştir.
Geminin teknik yönden yönetimi tahsis edene aittir. Gemiyi kararlaştırılan tarihte ve yerde hazır bulundurmakla yükümlüdür. Sözleşme süresince gemiyi deniz ve yola elverişli ve sözleşmede belirtilen amaca uygun kullanıma hazır bir halde bulundurmak da geminin teknik yönetimi kapsamındadır.
Geminin periyodik denetimlerini yaptırmak ve iyi halde muhafazasına yönelik diğer tedbirleri almak, gemiye ilişkin gerekli belgeleri almak ve gemide bulundurmak gibi işlerde teknik yönetim kapsamındadır.
Geminin teknik yönetimini elinde bulunduran kaptanın geminin zilyedi sayılacağı öngörülmüştür.
Tahsis eden, ALACAK REHNİNE BAŞVURMA ve HAPİS HAKKINA sahiptir.
TAHSİS OLUNANIN HAK VE BORÇLARI
Tahsis olunanın borcu, sözleşmede kararlaştırılan miktar ve zamanda tahsis ücretini ödemektir. Uygulamada tahsis ücreti miktarı, günlük veya geminin yük taşıma kapasitesi üzerinden belirlenmektedir.
Sözleşmeyle kararlaştırılmamışsa, tahsis ücreti, geminin ticari yönetiminin sözleşme şartları çerçevesinde fiilen tahsis olunana bırakıldığı günden başlamak üzere AYLIK olarak peşin ödenir.
Geminin ticari bakımdan yararlanılabilir durumda olmadığı süre için ücret ödenmez; ancak bunun için geminin 24 SAATTEN FAZLA bir süre hareketsiz kalmış olması gerekir.
Tahsis olunan, geminin ticari işletilmesinden dolayı tüm giderlere (yakıt, makine yağı giderleri, liman ücretleri) katlanmak zorundadır. Gemi adamlarının ücreti ile kumanya bedeli gibi tahsis olunanın bir geminin ticari işletilmesinden doğan giderler kapsamında değildir.
Ticari yönetim hakkını başkasına devredemez.
Tahsis olunanın sözleşme bitiminde gemiyi sözleşmede belirlenen yerde ve halde iade etmek yükümlülüğü vardır. Bu yükümlülüğün ihlali halinde;
Sözleşmenin bittiği tarihte ödemekle yükümlü olduğu ücretin 2 katını ödemekle yükümlü olacaktır,
Daha yüksek zararın meydana geldiğinin ispatı halinde bu zararı tazmin etmekle yükümlü olacaktır.
ZAMANAŞIMI
Zaman çarteri sözleşmelerinden doğan bütün alacaklar 1 yıllık zamanaşımına tabiidir.
NAVLUN SÖZLEŞMESİ
Taraflardan birinin (taşıyanın), navlun karşılığında deniz yoluyla eşya taşımayı, diğer tarafın (taşıtanın) navlun ödemeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlanır.
UNSURLARI
Eşya taşımanın üstlenilmesi
Ticari eşya olması şart değildir. Örneğin; müze için sanat eserlerinin, tarihi eserlerin taşınması da navlun sözleşmesine konu olabilir.
İnsan ve bagajının taşınmasına dair sözleşmeler ise navlun sözleşmesi kapsamına girmez.
Taşımanın deniz yoluyla yapılması
İçsularda, karada, havada yapılan taşımalar navlun sözleşmesine konu olamaz. Ancak taşımanın bir kısmı içsularda ya da karada bir kısmı ise denizde olabilir.Liman içi taşımalar da navlun sözleşmesine girer.
Taşımanın gemi ile yapılması
Gemi içsu veya deniz gemisi olabileceği gibi ticari olmayan gemilerden de olabilir.
Ücret karşılığı yapılması
Ücretsiz taşımalar navlun sözleşmesine konu olmaz.
5)Taşınan eşyanın zilyetliğinin taşıyana teslim edilmiş olması
Bu bir tasarruf işlemidir. Ancak navlun sözleşmesi taahhüt işlemidir. Navlun sözleşmesi kurulurken bu eşyanın fiilen devredilmiş olması şart değildir. Bu nedenle navlun sözleşmesinin kurucu unsuru değildir. Eşya sonradan üretilen bir eşya da olabilir.
NOT: Zilyetliğin devri suretiyle teslim edilen eşya, taşıyanın bakım ve muhafazası altına girer.
TARAFLARI
Taşıyan: Denizde gemiyle eşyayı taşımayı taahhüt eden kişi. Donatan, gemi işletme müteahhidi vs. olabilir. Taşıyanla fiilî taşıyan farklı kişiler olabilir.
Donatan ve gemi işletme müteahhidi olmadığı halde, bir kimsenin yük taşımayı taahhüt etmesi halinde alt navlun sözleşmesi kurulur. Ancak bunun için asıl navlun sözleşmesinin varlığı şarttır.
Taşıtan: Navlun sözleşmesini imzalayan ve ücreti ödeyecek olan kişi. Komisyoncu, temsilci vs. de taşıtan olabilir. Taşıtan sıfatı, eşyanın sahibine ait değildir, sözleşme yapana aittir.
Yükleten: Taşınacak malı gemiye getiren yahut taşıyana teslim eden kimsedir. Yükleten ile taşıtan aynı kişiler olabileceği gibi farklı kişiler de olabilir. Yük, ancak yükletenin muvafakati ile güverteye konulabileceği gibi, yükleten taşınmak üzere teslim edilmiş eşya hakkında konişmento düzenlenmesini istemek ve bu suretle gönderileni tayin ve yükü geri alabilmek gibi tasarruf yetkilerine sahiptir. Yükleten ile taşıtan arasındaki iç ilişki, satış dışında, komisyon, vekalet, alt taşıma gibi sözleşmelere de dayanabilir.
Gönderilen: Varma limanında yükü teslim almaya yetkili olan kişidir. Gönderilenin bu hakkı konşimentoya, konişmentonun düzenlenmediği hallerde üçüncü şahıs lehine şart olarak navlun sözleşmesine dayanır. Taşıtan aynı zamanda gönderilen de olabilir.
TÜRLERİ
Yolculuk Çarteri Sözleşmesi
Yolculuk çarteri sözleşmesi, taşıyanın, navlun karşılığında geminin tamamını, bir kısmını veya belirli bir yerini taşıtana tahsis ederek denizde eşya taşımayı üstlendiği sözleşmedir.
Geminin tamamı tahsis edilmişse tam yolculuk çarteri sözleşmesi, geminin belirli bir
kısmı tahsis edilmişse kısmî yolculuk çarteri sözleşmesi olur.
Geminin tamamı taşıtana tahsis edildiğinde kamaralar hariç tutulmuş sayılır. Bununa beraber taşıtanın izni olmaksızın kamaralara eşya yüklenemez.
Kırkambar Sözleşmesi
Kırkambar sözleşmesinde taşıyan, ayırt edilmiş eşyayı (sözleşmeye taşınması kararlaştırılmış olan eşya) denizde taşımayı üstlenir. Sözleşmede, taşınacak eşyanın cins ve miktarı itibariyle belirlenmiş olması, ayırt edilmiş sayılması için yeterlidir.
Kırkambar sözleşmesinde geminin tamamı, bir kısmı ya da bir yerinin tahsisi söz konusu değildir. Taşıyan, yükü dilediği yere yükleyerek taşıyabillir. Ancak yükletenin izni olmadıkça güverteye koyamaz.
İFASI
Navlun sözleşmesinde taşıma borcunun ifasında kullanılacak gemi belirlenmişse, eşyanın bu gemi ile taşınması gerekir. Ancak o gemi yerine başka bir gemi ile eşya taşınması kararlaştırılabilir (Gemi İkame Klozları). Bu iki şekilde mümkün olur:
Seçimlik Borç: “A gemisiyle veya B gemisiyle taşınaCAK.” A gemisi zayi olursa taşıyan, eşyayı B gemisi ile taşımak zorundadır.
Seçimlik Yetki: “A gemisiyle taşınacak. (A gemisi zayi olursa) Taşıyan B gemisiyle de veya başka gemiyle de taşıyaBİLİR. Ama taşıma yükümlülüğü yok.” Borçlunun kusurlu olmadan A gemisi zayi olursa taşıyan B gemisiyle eşyayı taşıyabilir. Ancak zorunlu değil. Taşıyanın diğer bir uygun gemiyle taşımayı yapmak istemediğine dair bildirimle navlun sözleşmesi sona erer.
Geminin Yolculuğa Hazırlanması
Denize Elverişlilik: Gövde, genel denetim, makine, kazan gibi esas kısımları bakımından yolculuğun yapılacağı sudan ileri gelen tehlikelere karşı koyabilecek bir gemi denize elverişli sayılır.
Yola Elverişlilik: Erzağının, yakıtının, kumanyasının tam olması. Yükün doğru istiflenmesi gerekir. Gemi adamları yeterli olmalı.
Yüke Elverişlilik: Geminin eşya taşımak için kullanılan kısımlarının eşya taşınmasına elverişli olması.
Geminin zamanında yükleme limanında hazır bulunması gerekir
Geminin yükleme limanında yüklemeye hazır olacağı tarih sözleşmeyle belirlenebilir. Genelde sözleşmede en geç ve en erken süreler öngörülür. Çünkü gemi, seferde beklenmedik durumlarla karşılaşabileceğinden net bir zaman vermek pek mümkün değildir. Buna uygulamada FESİH ŞARTI denir. Taşıyanın gemiyi yüklemeye hazır bulundurmak zorunda olduğu kesin ve nihai tarihe ise FESİH GÜNÜ denir. Gemi bu tarihte hazır bulundurulmazsa, taşıtan ihtara ve süre vermeye gerek olmaksızın ve taşıyanın kusuru aranmaksızın navlun sözleşmesini feshedebilir. Ancak kesin bir süre öngörülmemişse, taşıyanın sözleşmeyi feshedebilmesi için taşıyana uygun bir süre vermesi gerekir.
Taşıtan ve Yükletenin Yükü Usulüne Uygun Olarak Yükleme Görevi
Eşya ile ilgili beyanların doğru verilmesi gerekir. Yüklenecek eşya, Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu kapsamında suç teşkil ediyorsa geminin müsaderesine sebep olabilir. Taşıtan ve yükleten, yanlış beyan sonucu olan zarardan taşıyana karşı kusursuz sorumlu, diğer kişilere karşı kusurlu sorumludur. Tehlikeli sayılan eşya gemiye gizlice yüklenmişse taşıtan ve yükleten, herkese karşı zarardan kusursuz sorumludur.
Kaptanın onayıyla hareket etmiş olmaları taşıtanı ve yükleteni, diğer kişilere karşı sorumluluktan kurtarmadığı gibi, eşyaya el konulduğunda navlun ödemekten de kaçamazlar. Kaptan bu tür eşyayı, gemiyi ve içindekileri (diğer yükleri) tehlikeyi sokması halinde karaya çıkarabilir veya zorunluluk halinde denize atabilir. Eşya gemiye gizlice yüklenmişse de kaptan bunu yapabilir. Kaptanın bilgisi olmaksızın gizlice gemiye yüklenen eşyayı yükleyen de zararlardan sorumludur. Eğer taşıyan gizlice yüklenmiş olan yükü, teslim ederse yükleme yeri ve zamanında ödenen en yüksek navlun ödenir.
Bu sorumluluklar emredicidir. Aksi kararlaştırılamaz.
Yükleme İçin Bekleme Süreleri
Sözleşmede yükleme süresi olarak belli bir süre öngörülmüş olabilir. Starya süresi o zaman işlemeye başlar. Sözleşmede öngörülmemişse bekleme süresinin başlaması için bildirim yapılması gerekir. Geminin vardığının ve yüklemeye hazır olduğunun taşıtana bildirilmesi gerekir (Hazırlık İhbarı). Yükler, farklı farklı yerlerden alınıyor ama taşıtan aynı kişiyse her yerde ayrı ihbara gerek yok, tek ihbar yeterlidir.
Starya Süresi: Sözleşmede belirlenmiş olabilir. O süre boyunca beklenmesi şarttır. Gün olarak belirlenebileceği gibi ton başına da belirlenebilir. Starya süresi sözleşmede belirlenmediği durumlarda, yüklemenin 24 saatlik kesintisiz çalışma yapılması halinde ihtiyaç duyulacak süre, yükleme süresi olarak kabul edilir.
Sürastarya Süresi: Taşıyan starya süresi bittikten sonra beklemek zorunda değildir. Ancak sözleşme ile biraz daha beklemesi hüküm altına alınabilir. Buna sürastarya süresi denir. Sürastarya süresi, deniz ticaretine özgü bir uygulamadır. Sözleşmede sürastarya süresi öngörülmüşse, o süre boyunca beklemelidir. Ancak sözleşmede sürastaryadan veya sürastarya parasından söz edilmiş olup da sürastarya süresi belirtilmemişse bu süre 10 gündür (kanundaki kesin süre). Starya süresi bitince herhangi bir bildirime gerek kalmadan sürastarya süresi işlemeye başlar. Bu süre ücretlidir. Ekstra beklediği süre boyunca ücret ödenir. Sürastarya süresi kararlaştırılmamışsa taşıyan, yükleme süresini aşan bekleme nedeniyle yaptığı zorunlu ve yararlı giderleri talep edebilir.
Bekleme Süresinin Hesaplanması ve Engel Çıkması Durumu
Faaliyet Sahası Prensibi: Engel, kimin faaliyet alanında çıkmışsa o katlanır. Engel taşıtanın faaliyet sahasında çıkmışsa süreler kesilmez devam eder. İstisnası; yolculuk çarteri sözleşmesinde, FIO veya FIOS kaydının öngörülmesi halinde taşıtanın faaliyet alanı genişleyeceğinden engel ortaya çıktığında boş geçen günler, bekleme süresinin hesabında sayılır, süre uzatılamaz.Engel taşıyanın sahasında çıkmışsa süreler kesilir Her iki tarafın faaliyet sahasına giren engeller çıkmışsa bu süreler yükleme süresine eklenir. Ancak kanuna göre, beklenen bu süre bakımından taşıtan taşıyana sürastarya ücreti ödemek zorundadır. Engel starya süresinde çıkmış olsa dahi böyle olur.
Sebebiyet Prensibi: Bir taraf engele kendi kusuruyla sebebiyet verirse, bu durumda faaliyet sahası prensibi değil, sebebiyet prensibi geçerli olur. Kusurlu taraf katlanır. Taşıtan, taşıyanın faaliyet sahasında bir engel çıkarmışsa taşıtan sorumlu olur.
Bekleme süresinde yükleme yapılamaması: Starya süresi geçtikten sonra sözleşmede belirlenmişse sürastarya süresi de geçmiş ve hala yükleme yapılamamışsa bu durumda taşıtan;
Taşıyan sözleşmeyi feshedebilir ve uğramış olduğu zararı isteyebilir. Ancak taşıyan tarafından süre bittiğinde sözleşmeyi feshettiğini taşıtana yazılı olarak bildirmelidir.
Süre bittikten sonra taşıyan sözleşmeyi feshetmeyip bekleyebilir. Bu durumda
taşıyan taşıtandan bekleme dolayısıyla yapmış olduğu giderleri isteyebilir.
Boşaltma
Taşıyan teslim alınmayan eşyayı, hasar ve giderleri gönderilene ait olmak üzere tevdi edebilir ya da tevdiye uygun değilse veya masraflı olacaksa açık artırmaya yoluyla sattırıp bedelini tevdi yoluyla gidebilir.