TİCARİ TERK SUÇU
Ticaret hayatını sona erdiren tacir için birtakım prosedürleri yerine getirme sorumluluğu yüklemiştir. Ticareti bırakan tacir, 15 gün içerisinde durumu kayıtlı bulunduğu ticaret sicil müdürlüğüne bildirmeli ve bütün aktif pasif malvarlığı ile alacaklılarının isim ve adreslerini gösteren mal beyanında bulunmalıdır. Ticareti bırakmasına rağmen bu yükümlülükleri yerine getirmeyen tacir İİK md 337/a bendinde yer alan ticareti terk ya da diğer adıyla ticareti usulsüz terk suçunu işlemiş olur. İcra ve İflas kanunu 337/A maddesinde ise 44. Madde gereğince bildirimde bulunmayıp ticareti terk eden tacirler hakkında bu durumdan zarar gören alacaklının şikayeti üzerine üç aydan bir yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür
Bu suçun unsurları incelendiğinde;
1-Her şeyden önce gerekli bildirimlerde bulunması gereken kişinin -tacir- sıfatını taşıması gerekmektedir. Burada tacir sıfatı önem arz etmektedir. Gerçek kişiler için; bir ticari işletmeyi kendi adına işleten kişi tacir sıfatına hacizdir. (T.T.K. 14/1) Tüzel kişiler açısından ise burada ele alacağımız ticaret ortaklıkları olup Türk Ticaret Kanununun ikinci kitabında düzenlenmiş bulunan Kolektif, Âdi ve Sermayesi Paylara Bölünmüş Komandit, Anonim ve Limitet şirketlerdir. Yine aynı şekilde kanunun açık hükmünce, bu ortaklıklar usulüne uygun olarak tescil edilip tüzel kişilik kazandıkları anda, başkaca işleme gerek olmaksızın tâcir sıfatını kazanırlar. Uygulamada söz konusu kişinin tacir sıfatının tespiti için Ticaret Sicil memurluklarından bilgi alınmaktadır.
2-Kanunen tacir sayılan kimsenin ticareti terk etmesi ile birlikte bildirmekle yükümlü olduğu bildirimleri ticaret sicil memurluğuna usulüne uygun şekilde bildirmemiş olması zorunludur.
3-Ticareti terk eden tacirin (takip borçlusu) alacaklısının bir zarar görmüş olması gerekmektedir. Ancak burada Prof. Dr. Baki Kuru’nun tabiri ile alacaklının zararı –mefruz- olup alacaklının zararını ispat zorunluluğu bulunmamaktadır. Ticareti terk eden tacir alacaklısının bu durumdan zarar görmediğini ispatlayarak ceza almaktan kurtulabilir. Alacaklının alacağını tahsil edememesi başlı başına zarar olarak değerlendirilmelidir.
4-Kanunen tacir sayılan kimse ticareti terk etmiş olmalıdır. Tacirin birden fazla işletmesinin bulunması halinde tek bir işletmesini dahi tacir sıfatı ile işletmeye devam ediyor ise kanunun aradığı terk unsuru oluşmamış olacaktır. Tacir işletmesini kapatmış veya bir üçüncü kişiye devretmiş ise bu durumunda ticareti terk ettiğinden bahsedilebilir. Uygulamada tacirin ticaret sicil memurluğunda bulunan adresinde yapılacak bir araştırma ile adresinde faaliyetinin devam edip etmediği; bir başka adreste faaliyetinin olup olmadığı tespit edilmektedir. Bunun tespitinde ilgili emniyet birimlerini müzekkere yazılarak araştırma yapılmakta; aynı zamanda vergi daireleri ile ticaret sicil memurluklarından tacirin bir başka şubesinin olup olmadığı noktasında bilgi alınmaktadır.
Ticareti Terk suçu ile ilgili olarak görevli mahkemeler İcra Ceza Mahkemeleri olup; yetkili mahkeme ise icra takibinin yapıldığı yer mahkemesidir. Alacaklının yetkili İcra Ceza Mahkemesine vereceği şikayet dilekçesi üzerine dava açılıp yargılama yapılır. Bu şikayet ile ilgili dava zamanaşımı süresi ise fiilin öğrenildiği tarihten itibaren 3 ay ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıldır.
A)Ticari Terk Suçunu Kimler İşleyebilir?
Ticareti terk suçunu gerçek kişi tacirler işleyebileceği gibi limited şirket müdürü veya anonim şirket yetkilisi de ticareti terk suçunun faili olabilir.
B)Ticari Terk Suçunun Unsurları Nelerdir?
Ticareti terk eden tacirin 15 gün içerisinde mal beyanında bulunmaması,
Mal beyanında bulunsa dahi, mevcudunu eksik göstermesi,
Mal beyanında bulunsa dahi, aktifinde yer alan malı göstermemesi veya yerine kaim olan değerini haciz veya iflas sırasında göstermemesi,
Mal beyanında bulunduktan sonra 2 ay içerisinde malları üzerinde tasarruf etmesi,
Ticareti terkin geçerli olabilmesi için gereken ilan masraflarının ödenmemesi.
C)Ticari Terk Suçu Şikayet Usulü ve Süresi?
Ticareti terk suçunda failin cezalandırılabilmesi için alacaklının şikayette bulunması gerekir. Ticareti terk suçu için kanun; her alacaklı için değil, sadece zarara uğrayan alacaklı için şikayet hakkı tanımıştır. Alacaklının alacağını tahsil edememesi zarara uğradığını gösterir.
Ticareti terk suçu şikayet süresi; ticareti terkin öğrenildiği tarihten itibaren 3 ay, her halde ticareti terkten itibaren 1 yıl geçmekle şikayet hakkı düşer.
D)Görevli ve Yetkili Mahkeme
İ.İ.K.’nun 346.maddesi hükmü gereği “ Bu kanun hükümlerine göre disiplin veya tazyik hapsine icra mahkemesi karar verir.
İcra Mahkemesinin görevine giren bu işler diğer mahkemelerde görülen ceza davaları ile birleştirilemez.
Bu bapta yer alan suçlarla ilgili davalara, icra mahkemesinde bakılır.”
Yetkili icra mahkemesi ise İ.İ.K ‘nun 348 maddesi gereği icra takibinin yapıldığı yer mahkemesidir.
E) Zamanaşımı
İ.İ.K’nun 354/2 maddesinde sadece, disiplin ve tazyik hapsine ilişkin kararların kesinleştiği tarihten itibaren iki yıl geçtikten sonra yerine getirilemeyeceğine yer verilmiş olup dava zamanaşımı ile ilgili bir hüküm bulunmamaktadır.
Kanunda öngörülen şikayet süresi dikkate alındığında fiilin işlenmesinden itibaren bir yıl geçtikten sonra dava açılamayacaktır. Öğretide bir görüş tarafından bir yıl içinde dava açılması halinde uygulanacak dava zamanaşımı hakkında İ.İ.K.’da herhangi bir hüküm bulunmadığı gerekçesiyle TCK’nın 66.maddesine yer alan 8 yıllık dava zamanaşımının geçerli olacağı savunulmuştur.[12]
F)Cezanın Düşmesi ve Ceza Verilemeyecek Haller
İ.İ.K.’nun 354.maddesi gereği “ ,,,müştekisi feragat eder veya borcun itfa edildiği sabit olursa dava ve bütün neticeleriyle birlikte ceza düşer.”
Yine md. 354/3 gereği “ Nafaka alacaklarına ilişkin takipler hariç , alacak miktarı Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından her yıl belirlenen aylık en yüksek brüt asgari ücret tutarının altında kalan takiplerde bu Kanunda öngörülen disiplin ve tazyik hapsi uygulanmaz.”
G)SONUÇ
Sonuç olarak İ.İ.K.’nun 337/a maddesi ile alacaklıların hak ve menfaatleri kötü niyetli tacir borçluların davranışlarına karşı korunmaya çalışılmış olup bu madde hükmüne aykırı davranan tacirler zarar gören alacaklının şikayeti üzerine üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabileceklerdir. Her ne kadar bu müeyyidenin ticaret şirketleri için uygulanamayacağını savunan görüşler olsa da gerek T.T.K.’nun 17.maddesi gerekse İ.İ.K’nun 345.maddesi göz önünde bulundurulduğunda söz konusu madde hükmüne aykırı davranan şirket yetkilileri hakkında maddede öngörülen müeyyidenin uygulanmasına engel bir husus bulunmamaktadır.